Sağlık bakanımız son açıklamasıyla yine kalbimizde taht kurdu:
“5 ay öpüşmeyin!”
Her ne kadar başbakanının “3 çocuk” isteğiyle aynı paralelde olmasa da –anladınız, zor bir durum-,kendince istikrarlı bir açıklamaydı bu. Nitekim, son 1 ayda önce “okullar kapanabilir” açıklaması geldi bakanlıktan, sonra “işte biz böyle önlem alırız, dediğimizi yaparız” dercesine bir bir kapanmaya başladı okullar.
Son bir aydır, “domuz gribine karşı, el yıkama alternatifi” olarak tüm televizyonlarda bangır bangır karşımıza çıkan jellerin fiyatı 2 milyondan 10 milyona çıkarken, gribe karşı etkili olduğu ileri sürülen sebzelerin fiyatı arttı, halk bütünüyle paniğe sevkedildi. Yeni bir aşı da piyasaya çıktı, malum... Herkes, bir şeylerden -sağlıktan bile- faydalanma peşinde sanki. Halk bilinçlensin bilinçlenmesine de, acaba "ürküten haberler silsilesi" halkı bilinçlendirmek yerine tüketmeye ve sinmeye mi itiyor biraz? "Evinizde oturun, kafeye, sinemaya gitmeyin, okula da gitmeyin, hatta işe de gitmeyin..." Güzel bir çözüm, ama "Ah şu okullar olmasa, maarifi ne güzel yönetirdim" e mi benziyor sanki?
Her şeyi abartmayı pek seviyoruz, Çernobil’den sonra “bakın bana bir şey olmuyor” diyerek çay içen bakandan iyidir; fakat, yine de abartmıyor muyuz? Daha sakin ve sağlam önlemler alınamaz mı bu ülkede? İlle de milleti karantinaya mı almalı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder